Sigmund Freud ve Psikanaliz | Psikoloji #1

Psikoloji kelimesi, Yunancada'dan geliyor. Yunancadaki "psike" (ruh) ve "logos" (bilim) kelimelerinin birleşimi ile oluşuyor. Psikolojiyi davranış ve zihin süreçleri bilimi olarak adlandırabiliriz. Psikoloji kelimesi tam olarak 1800'lerin ortalarında ortaya çıktı. Aslında 1600'lü yıllarda telaffuz edilmeye başlansa da öylesineydi. Literatürdeki psikoloji, 1800'lü yıllarda ciddi olarak işlenmeye başlansa da her zaman insanların kafasında olmuştu. İnsanlar, her zaman kendileri hakkında meraklı olmuşlardır. Aristotales, insan bilincinin kaynağı üzerine düşünüp onun kafada değil kalpte  olduğuna  karar verdi. Fakat, biliyoruz ki bu yanlıştı...

2000 yıl önce, Çinliler dünyanın ilk psikolojik sınavlarını yaptılar. Çinliler, kamu görevlilerini psikolojik kişilik ve zeka testlerine soktular.

800'lerin sonlarında ise, İranlı bir doktor; Muhammed ibn Zekeriya el-Razi namı diğer Rhazes, tarihte ilk defa 'akıl hastalığı'nı tanımladı ve Bağdat'taki hastanesinde hastalarını
tedavi etti.

Psikolojinin temelinde yatan bazı sorular var:

• Nasıl oluyor da insanlar soykırım ve işkence gibi korkunç  şeyler yapabiliyor? Yaptıkları şeylerin korkunç olduğunu bildiği halde... 
• Özgür iradeye sahip miyiz, yoksa sadece çevre, biyoloji ve bilinç dışı etmenler tarafından mı etkileniyoruz?
• Akıl hastalığı nedir ve bu konuda neler yapılabilir?
• Bilinç nedir?

 Psikoloji ve felsefe üzerine düşünen insanların amaçlarından bir tanesi bu sorulara cevap verebilmektir. Sigmund Freud'ta o insanlardan bir tanesiydi.

 Freud'un teorileri psikoloji temellerini oluşturdu. Freud uzun bir ömür sürdü.Onun döneminde birçok düşünce ekolü vardı. Bunlardan başlıcaları, yapısalcılık, işlevselcilik ve psikanaliz. İlerleyen yazılarda bunlara derinlemesine değineceğiz...

 Bilimsel psikolojiye gelicek olursak, bilimsel olarak psikoliji 1879'ta Almanyada başladı. Bir hekim
olan Wilhelm Wundt ilk psikoloji laboratuvarını Leipzig Üniversitesinde kurdu. İlk psikoloji ders kitabı olan "Fizyolojik Psikolojinin Prensipleri" adında bir kitap yazdı. Wundt ve öğrencisi Titchener,  hastaların içe bakışlarıyla bilinci anlamaya çalıştılar. Onlara gün batımında, kahve kokusu aldıklarında veya bir kedi tarafından yalandıklarında ne hissetiklerini sordular.  Titchener, bu yaklaşıma "Yapısalcılık" dedi, bu yaklaşım  içebakışa fazla güveniyordu. Psikologlar, hastalarının iç düşüncelerini göremeyecekleri ve göremedikleri için bu yaklaşım kısa ömürlü oldu.

 Aksine, Amerikan hekim ve filozof William James farklı tip sorular sordu:
Neden düşündüğümüz, hissettiğimiz, kokladığımız, yaladığımız gibi. Temelde o davranışın işlevlerine odaklandı. Bu yaklaşım, 'işlevselcilik', Charles Darwin'in fikirlerine, yani uygun davranışların evrimsel süreç ile korunduğuna dayandırıldı. James çığır açan kitabı, Psikolojinin Prensipleri'ni,1890'da yayınladı.

 Bu sıralarda , Josef Breuer'un hastalarını konuşturdukça,  semptomlarının azaldığını farkeden Freud, hastalarını akıllarına ne gelirse söylemeleri için cesaretlendirdi. Yani onlara Serbest Çağrışım yaptırdı.  Bu yepyeni bir psikoloji dalı ortaya çıkardı... Psikanaliz. Freud, Düşlerin Yorumu adlı kitabında Psikanaliz teorisini tanıttı.

 İlk yazımızda psikoloji okumak isteyenler, psikoloji bölümü hakkında soruları olanlar, psikologlar ve psikoloji yada felsefe ile ilgilenen/ilgilenmek isteyenler için ufak bir giriş yaptık, ilerleyen yazı ve videolarımızda daha da derinlere iniyor olacağız...